21 Nisan 2024 Pazar

Pembe Fili Düşünme!

Pembe fil paradoksu yok saymak için kendimizi parçaladığımız halde ortadan kalkmayan, hatta daha da rahatsız edici hale gelen düşüncelerimiz ve endişelerimizle ilgilidir. Kendinize şöyle bir emir verdiğinizi farz edin: "Sakın pembe fili düşünme! Almak istediğin ayakkabıyı, evden taşınman gerektiğini, geçen hafta izlediğin filmi, ne düşünürsen düşün ama asla pembe fili değil. Pembe ayakkabılarını giymiş, pembe taşlarla döşeli bir yolda yürüyen pembe bir fili aklından bile geçirme."  

Büyük ihtimalle, bu talimatı vermenizden 5 - 10 saniye sonra aklınız fikriniz pembe filde olacak.

Bu durum beyaz ayı sendromu olarak da bilinir. Beyaz ayı ya da pembe fille kastedilen şey üstünde durmamak, bastırmak, düşünmemek istediğimiz duygu ve düşüncelerdir. Dostoyevski'nin " Yaz İzlenimleri Üzerine Kış Notları" isimli kitabında ifade ettiği gibi; "Kendinize bir kutup ayısını düşünmeme görevi verin. Göreceksiniz ki o lanet şey her dakika aklınızda olacak."

Bir araştırmaya göre, bir düşünceyi düşünmemek için uğraştığımız zaman, zihnimizin bir bölümü o düşünceden kaçınıyor. Diğer bölümü ise, o düşüncenin aklımıza gelip gelmediğini kontrol etmeye devam ediyor. Böylece, zihnin belli bir düşünceyi düşünmemek için yaptığı süreç, aslında düşüncenin düşünülmesine yol açıyor. 


Belirli düşünceleri kasıtlı olarak, çaba göstererek bastırmaya yönelik girişimlerin onların yüzeye çıkma ihtimalini arttırdığı bu psikolojik sürece bilim adamları "İronik süreç teorisi" diyorlar. 

Pembe Fillerle (İstenmeyen Düşüncelerle) Baş Etmenin Yolları

Çoğumuz, hatta belki de hepimiz bastırmaya çalıştığımız düşüncelerin beynimizi istila etmesi sorununu zaman zaman yaşarız. Psikologların fikrine göre bu müdahaleci düşünceleri doğrudan bastırmak için çabalamak daha kalıcı hale gelmelerine yol açıyor. Bunun yerine onları yöneterek daha güçsüz ve daha az rahatsız edici hale getirmeye çalışmak gerekiyor. 

Çağırmak bir yana defolup gitmesini istediğiniz,  sizi dinlemediği yetmiyormuş gibi ısrarla ve inatla aklınızdan çıkmayan düşüncelerin etkisini azaltmanın yollarından biri onları kabullenmektir. Düşünmek istemediğiniz şeyle bu yolda mücadele etmeyin, bırakın gelsin, kaplamak istediği alanı kaplasın. Sonra o düşünceyi gözlemleyin. Kendinize bunun sadece bir düşünce olduğunu hatırlatın. Yaşadığınız süre boyunca aklınızdan ne kadar çok düşünce geçti, değil mi, geldiler ve gittiler, bu da onlar gibi bir düşünce işte. Canınızı sıkabilir ve sıkıyor da, ama yapabileceği bu kadar. Sandığınız kadar korkutucu mu kendisi acaba? Belki de o kadar değildir..?

Görmezden gelmeye çalışmak yerine farkında olun. " Şu hisse sahip olduğumu fark ettim" demek, düşüncenin etkisiz hale gelmesine yardımcı olabilir. Bu konuda ustalaşmak zaman alabilir fakat gerektiği zamanlarda daima uygulamaya çalışarak pratiğinizi geliştirebilirsiniz. 

Bir başka yöntem de dikkati dağıtacak bir şey bulmaktır. Bu bir film izlemek, bir yemek tarifi denemek, yürüyüşe çıkmak, kitap okumak, belli bir konuda çalışmak ve daha birçok şey olabilir. Böylece zihinsel enerjinizi başka bir yerde kullanmış olursunuz ve sizi rahatsız eden düşüncelere daha az yer kalır.

Olumsuz düşüncelerden kurtulmak için tavsiye edilen yollardan biri de böyle bir düşünceleri karşısına olumlu bir alternatif koyarak dengelemektir. Negatif düşüncelerin karşısına pozitif seçenekler koymak negatifin üstünüzdeki gücünü azaltır. Aynı zamanda, aklınızı olumlu çözümler bulma yolunda çalıştırmanızı gerektirdiği için, istenmeyen duygu ve düşünceler üzerinde ayarlamalar ve iyileştirmeler yapmanıza yardımcı olur. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder