6 Temmuz 2017 Perşembe

Sana İnceden Yanığım Ama Acelesi Yok


Sana karşı hiç boş değilim, birtakım duygularım var. Fakat bir araya gelmek, beraber olmak için acelem yok. Aramızda yavaş yavaş bir şeyler gelişmesini bekleyebilirim. Bu bana daha çok tat vereceğinden, senin de bana yanık olduğundan emin olmadığımdan, platonik sevmeyi sevdiğimden, şundan, bundan....neyse ne, sonuçta öyle hemen bir samimi olalım, sabahları birbirimize günaydın mesajları atalım, o kumsaldan bu sinemaya gezelim,,,gibi hayaller kurmuyorum...da değil, kuruyorum...fakat bunlar hemen yarın olmaya başlasın diye düşünmüyorum. Sana inceden yanığım, seni düşünmek hoşuma gidiyor.




















Beni beğenmeni, düşünmeni, özlemeni isterim aslında tabii. Senin de bana yanman için eşinin ölmesini veya ikinizin ayrılmasını beklemem gerekebilir. (Bu da bir ihtimal, de mi?) Hayır, tez zamanda kavuşalım diye kendisini ellerimle boğazlamayı düşünmüyorum. Birini öldürmekte bana ters gelen bir şey var, hem alışık da değilim, elime yüzüme bulaştırabilirim. Ama bir yandan da becerebilirsem ünü bir katil olma ihtimalim var, dünya çapında biri şöyle. O zaman bir sürü hayranlarım olur belki, benimle evlenmek isteyenler bile olabilir. Oluyor öyle şeyler, biliyorum.

Şu anda hastalıklı şeyler düşünmeye başlamış olabilir miyim sence? Evet, bana da öyle geldi.

Sana inceden yanığım ama acelesi yok, yanıklığımla ben sensiz de pekala yaşayıp gidiyoruz. Bir ara seni de aramıza almak isteriz tabii. Ne zaman müsait olursun acaba? 6 ay, 1 yıl, 2 yıl? Benim için sorun yok, beklerim. Fakat 50 yılı geçmesen iyi olur. İkimiz de 20'lerin ortasını geçtik zira, eh, insan ömrünün ucu bucağı da belli.

Bir de; öyle bir havada gel ki vazgeçmek mümkün olmasın. Bilir misin bunu? Orhan Veli yazmış. O kadar bekledikten sonra vazgeçmek istemem hakkaten. Ona göre müsait bir hava durumunda duygularıma karşılık vermeye başlarsan memnun olurum. Böyle bir durum için müsait bir havanın nasıl olacağını henüz düşünmedim. Düşününce döneyim mi ben sana?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder