9 Haziran 2020 Salı

Hayriye Diye Bir Böcek


Yüksekçe bir kanat çırpma sesi çıkararak, telaşlı ve enerjik bir şekilde giriş yaptı kızımın balkonuna. Bir elimde sigaram, bir elimde kitabım; öylece donup kaldım. Balkon benim kızımın değil de onun kızının balkonu gibiydi; o kadar rahattı. İnsan korkunun da etkisiyle "Herhalde yanlış balkondayım" diye düşünüyor bir an. Yerimde hafifçe büzüştüm. 
























Sonra masaya yaydığım 1000'lik puzzle'ın yeşil renkli parçalarından birinin üstüne kondu. Ben o sırada telli balkon kapısını (Benim kızımın balkonunun kapısı, benim!) itip kendimi salona atmaya ve hemen kapatıp bu şeyi dışarıda bırakmaya hazırdım zaten. Balkon bizim ya, belki gider diye bekledim. 

Fakat sanırım o da aynı şeyi düşünüyordu: Balkon bizim, bu kadının ne işi var burada? Bir yere gideceği yoktu. Aslında hiç hareket de etmiyordu. Puzzle parçasının üstünde, her geldiğinde oturduğu yeşil sandalyesi imiş gibi oturuyordu. Ama her an kalkıp, üstüme pike yapıp mesela gözlerimi oymayacağının bir garantisi var mıydı? Yoktu. Vücudunu kaplayan zırh gibi şeyle iğrenç ve ürkütücü görünüyordu. N'apiim, boynumu büküp içeri girdim. 


Sonra kızımla salonun camına yapışıp onu seyretmeye başladık. Hiç kıpırdamıyordu. Güzelim gecemi etkilemişti, hakkında bir şeyler düşünmemek elimde değildi. İsmi Hayriye olabilir miydi? "Olabilir", dedi çocuum. O zaman dişi idi. Belki de doğumun yaklaştığını hissedip balkona dalmış ve minnak, sevimli (!) yavrularını üstüne bırakmak için yeşil puzzle parçalarını münasip bulmuştu.  Sorsaydı bunun hiç de iyi bir fikir olmadığını söylerdim ama bana soran kim tabii.

Az sonra yattım. İçemediğim sigaralar ve okuyamadığım sayfalar içime dert olmuştu ama yapacak bir şey yoktu. 


Kızım biraz daha oturdu. O sırada Hayriye koltuğundan kalkmış, balkon kapısının üstündeki tele konmuş. Oradan da çamaşır ipine geçmiş. Kızım "Terlikle şöyle bir vurdum, çamaşır ipine ondan sonra gitti" deyince "Kahramanım benim" dedim kendisine. Sonra geri aldım. Ben balkona çıkıp Hayriye ile savaştığını sandığım için söylemiştim onu. Meğer kapıyı açmadan vurmuş tele.

Sabah balkona çıktığımda ilk iş olarak hala orada olup olmadığına baktım. Gitmişti. Yine de bir süre endişeyle bekledim. Ne bileyim, belki markete bir şeyler almaya gitmişti de az sonra gelecekti. Gelmeyince rahatladım, kitaba kaldığım yerden, iç rahatlığı içinde devam ettim. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder