16 Şubat 2017 Perşembe

Safranbolu Zariftat Lokumları


Birkaç hafta önce evime Necla tarafından getirilmiştir. Az bile getirilmiştir, burdan Necla'ya teessüf etmek istiyorum, bunca yıldır tanışırız; tahminen 20 parça lokumun benin dişimin kovuğuna sığabileceğini nasıl düşünebilmiştir? Bu lokumlardan söz ediyorum ama; Safranbolu Zariftat lokumları.


























İlk defa tanışıyorum kendileriyle, ne kadar mutlu olduğumu anlatacak lafım yok.


 Fotoğraflarda gördüğünüz 11 parça gelen kutunun hemen hemen yarısı, öteki yarısından Nurşen 1 parçadan fazlasını yiyecek diye ödüm koptu ama yemedi neyse, o fazla tatlı yemez. Necla geldiği gün o da uğramıştı, kahvesinin yanında Safranbolu lokumu da ikram etmeyi vaat etmiştim Artık nasıl basiretim bağlandıysa...neyse işte, ben, bir kısmını olgun bir zarafetle yemeye çalıştıktan sonra, bu gördüklerinizin hepsini 1 kerede yedim. 


Yavaş yavaş yemeye de çalıştım, azaldıkça insanın içi gidiyor. Davranış olarak tavsiye etmiyorum, bir kerede bu kadar şekeri götürmek iyi bir şey değil. Ama nasıl bir lokumdu o, nasıl bir lokumdu...Ağır da gelmedi bakın, insan tatlıyı ne kadar severse sevsin, bir noktadan sonra yiyemediği ağır, çok şerbetli tatlılar vardır; öyle değildi.



Ben tatlı seven biri olmakla beraber lokuma düşkün olan ve evinde bulunduran bir insan değilim. 40 yılın başı bir markette görüp canım çekecek de birkaç tane alıcam, belki ancak öyle. Ama bu lokum o lokum değil. İçinde kahveli lokum vb. karışık lokum çeşitleri bulunan bu kutudakiler bambaşka bir şey. Gayet de tazeydi herhalde ve ağızda lokum gibi erimek deyiminin tam karşılığı gibiydi. Yalnız işte, yukarıda da belirttiğim gibi, eriyip biterken insan üzülüyor.

Sevgili Necla;

Nasılsın? Ben de iyiyim teşekkür ederim. Yakınlarda Safranbolu'ya gitmeyi düşünüyor musun? Düşünüyorsan bir ricam olacak...vesaire...vesaire...selamlar, bundan sonra her zaman arkadaşın Hilal.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder