8 Ağustos 2017 Salı

İnci Küpeli Kız / Girl With A Pearl Earring


Dünyanın en sevilen, en bilinen, en gizemli tablolarından biri. Hollandalı ressam Johannes Vermeer tarafından yapılmış ve IVVermeer olarak imzalanmış. Üzerinde tarih yok. Vermeer'in yarattığı 40 civarındaki kadın tablosu arasında yer alıyor. Kim olduğu bilinmiyor ve belki hiçbir zaman da bilinmeyecek.




















Ressamın kızı veya metresi olabileceği yönünde spekülasyonlar var.

İlk başta ismi Türbanlı Kız imiş ve 20. yüzyılın ikinci yarısına kadar da öyle kalmış. Sonra İnci Küpeli Kız olarak anılmaya başlamış. Kuzeyin Mona Lisa'sı veya Hollandalı Mona Lisa olarak da biliniyor.

Sol yanına doğru dönerken, gökyüzündeki ay kadar aydınlık olan yüzüyle sanki size bir göz atıyor. Başında sarı - mavi renkli bir türban var, kulak memesinden tombul bir inci küpe sarkıyor. Nemli dudakları konuşmaya başlamış gibi hafifçe açık. Sessiz, zarif ve biraz da baştan çıkarıcı bir havası var.

Biraz bu yüzden, biraz da ressamın çizdiği figürlerin görüntüleri belirgin olmadığı için Vermeer'in, pek çok eserine modellik yaptığı tahmin edilen büyük kızı Maria olduğundan emin olunamıyor.

Bu tabloyla ilgili 3 milyondan fazla satan bir roman yazmış olan Tracy Chevalier tablonun, gizemi yüzünden bu kadar ilgi çekici olduğunu, kızın neler düşündüğünün veya neler hissettiğinin asla bilinemeyeceğini, insanın dönüp dönüp onun gizemini çözmeye çalıştığını ve bunun başyapıt olarak nitelendirilen birçok eserin ortak özelliği olduğunu söylüyor: "Onları anlamak için can atarız, ama bunu asla başaramayız."

Chevalier şöyle devam ediyor: Vermeer'in birçok portre çalışmasında insanlar bize bakmazlar, kendi dünyalarındadırlar, fakat İnci Küpeli Kız bizi içeri çekiyor. O, bu haliyle son derecede modern görünüyor. Mona Lisa'yı düşündüğünüz zaman, o da bize bakar pek meşgul edici, merak uyandırıcı değildir. Düşündüklerini kendine saklayan biri gibidir, mesafelidir. Oysa Vermeer'in tablosundaki kızla aramızda bir mesafe yok, o tam orada. Hem inanılmaz derecede açık, hem de gizemli; onu bu kadar cazip yapan şey bu."

Vermeer'in kendisi de sanat tarihinin belirsiz, gölgeli figürleri arasında yer alıyor. Bir zamanlar ona "Delft'in sfenksi" derlermiş. (Delft Hollanda'nın bir şehri.) Ardında çok az biyografik iz bırakan bu adam az sayıda eser üretmiş, onun tarafından yapıldığı kabul edilen resimlerin sayısı 3 düzine kadar.

Ressamın bu tablosu bir portre değil bir tronie olarak kabul ediliyor, bu genellikle egzotik bir şeylere bürünmüş bir baş ve omuzlardan oluşan, müşteri siparişiyle değil de ressamın pazara sunup satarak para kazanmak veya pratik yapmak amacıyla yaptığı, bir figürün yüzünü ve ifadesini yansıtması hedeflenen bir resim çalışması demek. Portrede modelin kimliği bilinir, bu tip çalışmalarda bilinmiyor.

İnci küpe bu tablonun en yoğun ışıltıya sahip kısmını oluşturuyor. Boyutları büyük değil ama "Ben buradayım" diyecek şekilde resmedilmiş. Bu sessiz güzellik daha yıllar boyunca insanların hayal gücünü çalıştırmaya devam edecek herhalde.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder